Dalıp dalıp gitmeler...
- Emine
- 14 Ara 2017
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 4 Eyl 2018

Boş boş duvarı izlerken bir çift göz düştü önce gözlerimin odağına. Kahverenginin siyaha yakın en güzel tonundaki gözler (ki güneş vurunca rengi açılıp mükemmel bir görüntüye sahip oluyordu.Küçük, yüzüyle orantılı, kibar bir burun beliriyor, kalemle çizilmiş gibi orantılı ve hoş kaşlar, dolgun biraz aralık dudaklar. Sonra saçları beliriyor.Parmaklarımın arasından kayıp giden yumuşacık, hacimli o simsiyah saçlar. Baktım, doya doya baktım kıymetimi bilmeyen adamın hafızamdan silinmemesi için binbir dua ettiğim yüzüne. Kendi canımın acısını gördüm gözlerinde. Baktım. Saklamak, yok etmek, hissetmemek için çaba sarf ettiğim duygularımı gözlerime yansıtmak istedim. Görsün istedim, acizliğimi görsün, anlasın istedim. Anlamadı. Canımdan can söktü görmedi, kalbimi kırdı, binbir parçaya böldü görmedi, içimin yangınının gözlerime yansıyan dumanını görmedi. Bakmadım bende daha fazla, bakamadım. Kaçırdım gözlerimi. O da kaçırdı, geçip gitti işte
コメント